Gereksiz yere kahkahalar atıp sonra birden suspus olup bir köşede ağlamaktı.
elele tutuşmak için bahaneler aramak, bulduğumuz bahanelere bakıp bakıp saçma bir şekilde, kıs kıs birbirine bakıp gülmekti. Saçma ve delice.
Birbirimiz için yaptıklarımızı asla başkaları için yapmazdık. Ve başka şartlar altında asla denemezdik deneyemezdik, onca yaşanmışlığı denesek zaten biz biz olamazdık. Olamazdık...
Belki bir sokak çalgıcısının önünde dans edemedik ama sokakta çingenelerden zar zor pazarlıklarla alınan gülü kulak ardına süs etmeyi ve tüm bunları düşünüp sabahlara kadar uyumamayı başarmıştık.
Büyük hissetseydik kendimizi, yapamazdık bunca şeyi. Aşk çocukluktu. Çocuktuk hep. Büyümek, büyürken dengeyi kaybetmemek için birbirimize tutunduk sımsıkı kenetlendik. Kenetlenince büyüdü sevdamız. O çoğaldıkça biz büyüdük umarsızca. Biz büyüdük dünya kirlendi, çok kirlendi dünya inanılmaz bir şekilde çok...
O kirlendi ve biz yabancılaştık.
Bedenler koca kocaydı belki ama aşkı çocuklar gibi yaşadık.çocuklar gibi şen çocuklar gibi ağlamaklı belki aptalca ama dolu dolu.
Şimdi ayrı ayrı hikayelerin başrolünde iki boynu bükük çocuk bir köşeye sinmiş ağlıyoruz. Aşkımızın yaralarının kabuklarını sayarak...
Zaten aşk çocukluktu. Çocukluğumuzda saklıydı. Çocuk olduk yaşadık ama çocuk gibi. Büyük olduk öldürdük herşeyi.
Yıllar sonra çıka gelir bir mesaj bir tebessüm önce... 'itirafım' der sana yazdıklarım, 'ben seni çok sevmiştim'..
Ömrümün en güzel çağı geçse de, başkadır ilk göz ağrısı" liriklerini akıla getiren yıllar geçse de unutulmayan fotoğraf kareleriyle çocukluğunuzun masum anlarını çerçeveleyen, hiç kaybolmayan yıllar sonra karşılaştığınızda bile onu hala o haliyle hayal ettiğiniz ve yanında kendinizi çocuk gibi hissettiğiniz insan, yıllar sonra aslında hala onun saflığına ve temizliğine aşık olacaksınız.
Aşkın o çocuksu büyüsüne kapılıp gidersin özlersin geçmişini bazen nasıl tarif etsem okyanusun derinliklerine dalmak gibi birşey aslında bu ilk kez bir tiyatro sahnesindeymişsin gibi heyecan verici birşey bahar çiçeklerinin umut dolu yeşermesi gibi. Unutmazsın... Anarsın adını bazen, anarken acımaz için, acıtmamıştır çünkü seni, kalbini. 50 yaşına gelirsin, İyi olmasını dilersin ne zaman düşse aklına.
Gençlik ya da çocukluğun verdiği saflık ile harmanlandığı için unutulmayacak bir şeydir yıllar sonra bile.
