Beni gerçekten tanıyan herkesin size söylediği gibi, makbul birisi değilim. Kötü adamları hep sevdim, kanunsuzdum, hergeleydim. İşi iyi olan sinek kaydı trajlı gereksizlerden çok ümitsiz vakaları, adamları severdim. Kırık dişli,usları kırık,yolları kırık adamları. Küçük süprizlerle ve patlamalarla doludurlar. Neresine dokunsan ya bir hikaye ya bir acı. Adi kadınlardan da hoşlanırım; çorapları sarkmış makyajları akmış küfürbaz kadınlar. Neden mi ? doğrudurlar. Kalıplarda yaşamayı sevmem kural sevmem toplumun beni şekillendirmesinden hoşlanmam.
Bu sabah aynaya baktım yüzümü yıkadım saçımı taradım keşke yüzümü de tarayabilseydim. Belli ki yine bişeler canlandı gözümde ne kadar doğru ne kadar yanlış bilemem ama önce gereksiz gerçekleri silin beyninizden. Hayatta kimseyi değiştiremezsin ve kimse için değişmemelisin.. Ne sen başkası için mecburi istikametsin; ne de başkası senin için. Yorma kendini; bırak hayatına eşlik etmek isteyenler seninle gelsin. Yaşamak için buradayız ve hayatlarımızı öyle yaşamalıyız ki ölüm bizi almaya geldiğinde titresin. Damlayan musluklar, tutku osurukları ve patlak lastikler hepsi de ölümden daha hüzün verici...
Acı çekmek için ayyaş olmak, bir kadın tarafından sıfırlanmak gerekmiyordu , ama acı çekip ayyaş olunabilirdi. Bir süre, gençlikte özellikle, talihin senden yana olduğunu sanabilirdin, bazen senden yanadır da gerçekten. Ama senin farkında bile olmadığın ve senin aleyhine işleyen birtakım ortalama hesaplar ve kanunlar vardır, her şeyin yolunda gittiğini sandığın zamanlarda bile. Bir gece, sıcak bir salı gecesi o ayyaş sen oluverirsin, sensin o ucuz pansiyon odasında olan, ve daha önce o odalarda olmuş olmanın da bir yararı olmaz, daha da kötüdür hatta, çünkü bir daha bu duruma düşmemeye karar vermişliğin vardır. Bir sigara daha yakmaktan, bir içki daha içmekten, o sıvası dökük duvarlarda bir çift göz, bir çift dudak aramaktan başka bir şey de gelmez elden. Hiç bir zaman ota boka üzülmeyin. Siz siz olun hep. Mutlu olun.