13 Mayıs 2013 Pazartesi
Güneş batmak üzereydi trafik ağır ilerliyordu yaşam ne kadar da dayanılmazdı
Şiirler yazıp kitaplar, dergiler okudum.
Elime bir sigara aldım ve onu yeniden yaktım
Uzaklara daldım o kasabada zaman zaman
Kim bulmuş ki yerini kim anlamış ki
mutluluktan
Ey yağmurlu hava akşam sefaları söyleşin benimle bugün gelmiş bulundum bir kere.
Mutluluk herkese göre farklıdır, bu yüzden bir çok tanımı vardır. Önemli olan bence kişinin ne istediğini bilmesidir,ne istediğini bilmen için kendini iyi tanıman vede kendine yabancılaşmaman gerekir.
O konuşmazken, alkolünü yudumlarken , sağa sola bakarken, uyurken, severken, nefes alırken. Sanki o stresi o sıkıcılığı bile rahatlatıcı gelir sana . O yokken ya da varken. Teninin bu denli güzelliği bitmeyen bir güzellikten kaynaklanıyor gibi gelir ve bu sonsuz yeryüzünden, yaşamdan ve ölümden daha da sonsuz geliyor. İşte bu duygu nedeniyle onunla olmalıyım, onsuz bile olsam dersin.
Sevmeyi aşkı basitleştirmeden anlatan ve özgün olan her sözü, beğeniyorum. Her sevgi, sevene aittir ve o sevgiyi anlatan sözler de sevenin sevgisinden doğmalı, basmakalıp olmamalı...
“Aşkı Yaşamıyor olmak korkutucu değil buna emin olun; bunu tamamiyle kavramış bir insan olarak bu hayatta katlanılamayacak hiçbir şey yoktur size bunu içtenlikle söylemek istiyorum.” Aşık olmak tabii ki insanı mutsuz etmezdi ama bu işin özü şuydu:
insan fiziksel bir acı duymadığı anlar mutluydu. “Azla mutlu olmayan insan hiçbir şeyle mutlu olamaz”
Ona kızmadım ben de .
Ne de olsa ayrı ayrı bir yerdeydik..
Farklı şartlar ve farklı hayatlar altında...
Yada onun hiç suçu yoktu, ben şartların altına düşmüştüm belki bu yüzdendi kırgınlığımda..
Kaderin zalimliğinden ve sonunda hepimizin posasını çıkaracağından asla şüphem olmadı; ama sıkı, vahşi bir ölümlüden fazla kaybeden hırçın hiç birşey olamaz. İşin sırrı şunda yatıyor; herkes kaybeder, kaybetmek yeteneklerin en kolayıdır.
Ama kaybedensen unutma ki mutluluk en yakınındadır. Sadece zaman gereklidir...